ISSN 1302-0099 | e-ISSN 2146-7153
[Turkish J Clin Psy]
Turkish J Clin Psy. 2002; 5(4): 11-18

Depresyonda Serotonerjik Düzenekler

Lut TAMAM1, Tayfun ZEREN1
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, ADANA

Major depresyonun ve diğer depresif bozuklukların etiyolojisinde yer alan biyolojik etkenlerin var- lığına ilişkin kuramlar uzun yıllardır ortaya konmak- tadır. 1950'lerde MAO inhibitörlerinin ve trisiklik anti- depresif ilaçların psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte duygudurum bozuklukları ve özellikle depresyonun biyolojik et- yopatojenezi, nörotransmiterler ve nöroendokrin özel- likleri konusunda sayısız araştırma yapılmıştır (Van Praag 1984, Lucki 1998, Kırlı 2000). Yapılan çalış- malar depresyonun etiyolojisinde serotonin başta olmak üzere nörotransmiterlerin önemli rol oynadık- larını göstermektedir (Ceylan ve Oral 2001). Yaklaşık 35 yıl önce depresif bozuklukların beyinde serotonin düzeyinde azalma sonucu geliştiği ortaya atılmıştır. Günümüzde artık serotonin düzeyinde azalma ile depresyon arasında bir ilişki bulunduğu kabul edilmektedir. Özellikle selektif serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI) depresyon tedavisinde etkin bir biçimde kullanılıyor olması serotoninin depresyonda- ki rolünü destekler niteliktedir. Serotonin hipotezi ya da indolamin hipotezi olarak tanımlanan bu hipotezde depresyona olan yatkınlığın azalmış sero- tonerjik işlevle ilişkili olduğu, bunun serotonin az salınımında azalmaya ya da serotonin reseptörlerinde azalmaya bağlı olduğu düşünülmüş, depresyondaki * Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, ADANA hastaların bozulmuş beyin serotonin işlevlerinin far- makolojik olarak düzeltilmesinin depresyonun düzeltilmesinde yeterli olacağı savlanmıştır (Baldwin ve Rudge 1995, Mann 1999). Ancak daha sonraki çalışmalarda, azalmış beyin serotonin işlevlerinin depresyona özgül olmadığı ve birçok değişik bozuk- lukta ortaya çıkabileceğinin gösterilmesi, serotoniner- jik yolakların beyinde izole yolaklar olmayıp, birçok diğer nörotransmiter yolakları ile önemli kesişim- lerinin saptanması, depresyonun etiyolojisinin açık- lanmasında serotoninin tek başına yeterli olmadığını düşündürmüştür. Bu belirsizliklerin giderilmesi ve diğer birçok destekleyici bulguların ortaya konmasına yönelik olarak, serotoninin depresyondaki rolü üze- rinde halen çok sayıda çalışma yapılmış ve yapılmak- tadır (Heninger ve ark. 1984, Maes ve Meltzer 2000, Nathan ve ark. 1995, Nathan ve Schatzberg 1994). Bu yazıda depresyon etiyolojisinde önemli bir biyolo- jik etken olan serotoninin özellikleri, işlevleri ve major depresyonun patojenezi ve patofizyolojisi üzerindeki etkileri gözden geçirilmeye çalışılmıştır.



Manuscript Language: Turkish
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Copied!
CITE
 (0 accesses)
 (7124 downloaded)
LookUs & Online Makale