Somatizasyon iyi tanımlanmış bir tanı sınıfı ya da bozukluk değil, geniş kapsamlı bir klinik görüngüdür. Buna bağlı olarak somatizasyonu bulu- nan olgular oldukça heterojen bir grup oluşturmak- tadır. Somatizasyonun süresi, şiddeti, duygudurum bileşeninin katılım derecesi ve şiddeti, bireyin duygu- larını tanıma ve anlatma yeteneği olgular arasında büyük değişkenlik göstermektedir (Lipowski 1990). Somatizasyonla çok farklı boyutlarda, örneğin somatoform bozukluklu bir olguda, depresif bozukluk ya da anksiyete bozukluğu olan bir olguda ya da her- hangi bir psikiyatrik bozukluğu olmayan bireylerde gelip geçici yakınmalar biçiminde karşılaşılabilmekte- dir. Ancak bu kişilerin ortak bir özelliği vardır, strese ve duygusal uyaranlara yanıtları duygusal ve bilişsel olmaktan çok bedenseldir (Stoudemire 1991). Somatizasyon bu özelliği ile de psikosomatik bozuk- luklarla bir benzerlik göstermektedir. Somatizasyon, ruhsal sıkıntıların ve psikososyal stresin bedensel belirtilerle ifade edilmesidir (Rosen ve ark. 1982). Genel nüfusta yaygın olup, temel sağlık hizmetlerinde görülme oranlarının %20-30 arasında olduğu bildirilmektedir (Goldberg ve Bridges 1988). Fiziksel ve ruhsal hastalıkların somatik bileşeninin objektif ölçümü özellikle psikiyatrist olmayan hekimleri zorla- maktadır.