Ruhsal hastalıkların doğru şekilde tanınması hastaların tedavi ve izlemi açısından oldukça önemlidir. Anksiyete bozuklukları ve depresyonun bir- likte görülmesi bu duruma örnek oluşturur: Depres- yon sırasında anksiyete belirtilerinin olması altta ya- tan depresyonun tanınmasını güçleştirerek etkili teda- vinin uygulanmasına engel olabilir (Clayton 1991). Depresyon ve anksiyete toplumda ve birinci basamak uygulamalarında en sık olarak karşılaşılan ruhsal sorunlardır. Yakın zamana kadar bu hastalıklar "depresyon" ve anksiyete bozuklukları ise "nevroz" adı altında anılmıştır. Standart tanısal sınıflandırma sis- temleri geliştikçe farklı birçok anksiyete ve depresif bozukluk türleri tanımlanmış ve aralarında ayırım yapılabilmesi mümkün olmuştur. Bu değişiklikler psikiyatri alanında yapılan biyolojik, klinik ve epi- demiyolojik çalışmalarla gerçekleşmiştir (Kasper ve Pezawas 1999).