ISSN 1302-0099 | e-ISSN 2146-7153
A Comparison of Clinical Aspects and DST Results in Depression and Secondary Anxiety Disorders to Depression [J Clin Psy]
J Clin Psy. 2000; 3(3): 153-162

A Comparison of Clinical Aspects and DST Results in Depression and Secondary Anxiety Disorders to Depression

Armağan SAMANCI1, Murat ERKIRAN2, Hacer ŞAHİN2, Nigar UÇARER2, Hüsnü Erkmen1
1Doç. Dr.,Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi I. Nevroz Birimi, İSTANBUL
2Uz. Dr., Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi I. Nevroz Birimi, İSTANBUL

There has been a growing interest in the overlap between depression and anxiety disorders following the changes of hierarchical exclusion criteria in DSM-III-R. Dexamethasone suppression test (DST), which is a partial marker of hypothalamo-pituatory axis, is one of the most used laboratory tests in psychiatry. DST has also been employed in anxiety disorder studies, although it has been frequently used in the affective disorder research studies. It's not clear whether secondary anxiety disorders, which are fre-quently comorbid with depression are clinically and biologically similar in characteristics to primary depressive disorders. In this study the aim was to seek for a possible differentiation between the primary depressive disorder and secondary anxiety disorders to depression. We have also studied DST results and the place of DST in overlapping anxiety and depressive disorders. The study population consisted of thirty seven patients who met DSM-III-R criteria for major depression. SCID-OP (Structured clinical interview for DSM-III-R outpatient version) was used to confirm diagnoses. Beck anxiety, Beck depression and Beck hopelessness and suicidal behaviour scales were completed to assess the severity of anxiety, depression, hopelessness and suicidal behaviour. To assess sociodemographic and clinical aspects, semi- structured questionary form were administered to each patient. Patients were given I mg dexamethasone on 23: 00 PM and the blood samples were taken following day at 16: 00 PM. There were no significant relationship between sociodemographic variables such as sex, living status, age and socio-economic level and DST. We found lineer correlations between number of depressive episodes and hopelessness and suicidal behaviour. However, there were no correlations between suicidal behaviour and post-DST cortisole levels. Twenty six patients (70.3%) met the DSM-III-R criteria for secondary anxiety disorder to major depression. There were no statistically significant differences between pure depressive disorder group and anxiety disorder secondary to major depression group for the post DST cortisole levels. Of the pure depressive disorder group anxiety level was statistically significant higher among the DST supressives than non supressives. Although we found no biological differences with the number of episodes of depression, patients' cognition could change. Hopelessness and suicidal behaviour increased with the number of depressive episodes.The presence of anxiety with depression plays a central role in the DST nonsupression via HPA axis. Secondary anxiety disorders to depression appeared to be different state clinically and biologically.

Keywords: Key Words: Depression, anxiety disorders, dexamethasone supression test.

Depresyon ve Depresyona ikincil Anksiyete Bozukluklarının Klinik ve DST Yanıtlan Açısından Karşılaştırılması

Armağan SAMANCI1, Murat ERKIRAN2, Hacer ŞAHİN2, Nigar UÇARER2, Hüsnü Erkmen1
1Doç. Dr.,Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi I. Nevroz Birimi, İSTANBUL
2Uz. Dr., Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi I. Nevroz Birimi, İSTANBUL

DSM-III-R'deki hiyerarşik dışlama kurallarında yapılan değişikliklerden sonra depresyon ve anksiyete bozukluklarının birlikteliğine gösterilen ilgi son yıllarda giderek artmaktadır. Hipotalamopitüiter adrenal (HPA) aks kısmi belirleyicilerinden biri olan deksametazon supresyon testi (DST) psikiyatride en yaygın kullanılan laboratuvar testlerindendir. DST sıklıkla duygulanım bozukluğu çalışmalarında kullanılmakla birlikte anksiyete bozukluğu çalışmalarında da kullanılmaktadır. Depresyona ikincil anksiyete bozukluklarının klinik ve biyolojik olarak saf depresyonla benzer özellikler taşıyıp taşımadığı sorusu açıklık kazanmamıştır. Çalışmamızda depresyon ve depresyona ikincil anksiyete bozuklukları arasındaki ilişki ve DSTye verdikleri yanıtlar araştırılmıştır. Çalışma, DSM-III-R major depresyon tanı ölçütlerini karşılayan 37 olgu ile yapıldı. Olgulara konulan tanıyı doğrulamak için SCID-OP (Yapılandırılmış Klinik Görüşme Türkçe Versiyonu- Ayaktan Hasta Formu) uygulandı. Anksiyete, depresyon, umutsuzluk ve intihar davranışını ölçmek için Beck anksiyete, Beck depresyon, Beck umutsuzluk ve intihar davranış ölçekleri kullanıldı. Olguların sosyodemografık ve klinik özellikleri, araştırma ekibi tarafindan hazırlanmış olan yarı yapılandırılmış soru formu ile belirlendi. DST için saat 23: 00'te 1 mg deksametazon verilerek ertesi gün saat 16: 00'da alman kan örneklerinde kortizol düzeylerine bakıldı. Cinsiyet, medeni durum, yaş, sosyoekonomik düzey gibi değişkenlerle DST arasında bir ilişki saptanmadı. Depresif atak sayısı ile umutsuzluk ölçeği ve intihar davranış ölçeği arasında doğrusal korelasyon ilişkisi saptandı. DST sonrası kortizol düzey-leri ile intihar davranışı arasında bir korelasyon ilişkisi saptanmadı. Çalışmamızdaki depresyon grubunda %70.3 oranında ikincil anksiyete bozukluğu saptandı. İkincil anksiyete bozukluğu olan depresyon grubu ile ikincil anksiyete bozukluğu olmayan saf depresyon grubu arasında DST sonrası kortizol değerleri yönünden istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. İkincil anksiyete bozukluğu olmayan saf depresyon grubu içinde DST baskılanmamış olanlarda anksiyete düzeyi DST baskılanmış olanlardan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu. Hastada gelişen her depresif atak ile birlikte biyolojik olarak bir değişiklik görülmezken, atak sayısının artması ile hastanın bilişleri değişmekte, umutsuzluğu ve intihar davranışı artmaktadır. Depresyonda anksiyetenin varlığı, HPA aksı üzerinden DSTnin baskılanmamasmda belirleyici rol oynamaktadır. Depresyonda oluşan ikincil anksiyete bozukluğu klinik ve biyolojik olarak farklı bir bozukluktur.

Anahtar Kelimeler: Anahtar Sözcükler: Depresyon, anksiyete bozuklukları, deksametazon supresyon testi.

Armağan SAMANCI, Murat ERKIRAN, Hacer ŞAHİN, Nigar UÇARER, Hüsnü Erkmen. A Comparison of Clinical Aspects and DST Results in Depression and Secondary Anxiety Disorders to Depression. J Clin Psy. 2000; 3(3): 153-162
Manuscript Language: English
LookUs & Online Makale