Objectives: Spinal cord injuries (SCI) frequently occur as results of physical traumas. Frequencies of post traumatic stress disorder (PTSD) following SCI vary. PTSD frequencies were assessed in patients with SCI in a Turkish sample in this study. Method: Eighty-four patients (mean age=40.5±15.97; 40 female, 44 male) and caregivers (n=83; mean age=43.72± 14.37; 67 female, 16 male) were enrolled. Mental retardation, premorbid psychiatric disorder, central nerve system disease and patients with professional caregivers were exclusion criteria. Clinician administered posttraumatic stress disorder rating scale (CAPS), Beck depression and anxiety and Zarit caregiver burden scales were given. Results: Sixty- one (72.6%) patients were injured by physical traumas. 34 patients of this group had PTSD. 24 patients (28.6%) had acute and 10 patients (11.9%) had lifetime PTSD symptoms (not currently). Patients with PTSD had higher depression (p<0.001) and anxiety (p=0.004) scores, and caregivers (of the PTSD group) had statistically significantly higher depression (p=0.009) and caregiver burden (p=0.048) scores. Conclusion: PTSD frequency among the patients in this study was higher than both general population and victims of traumatic events resulting with severe injuries. Differences between different populations may be due to differences in coping strategies or social support. SCI is a permanent sequel that would remind the traumatic event constantly; thus PTSD may be expected to be higher in SCI than other types of (instant) traumatic events. Coping strategies and posttraumatic growth should be investigated in patients with SCI in Turkish populations.
Keywords: Key Words: Spinal cord injury, post traumatic stress disorder, depression, anxiety, caregiver burden.Amaç: Omurilik felci (OF) sıklıkla fiziksel travma neticesinde gelişmektedir. OF sonrasında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) farklı oranlarda görülebilmektedir. Çalışmamızda bir Türkiye örnekleminde OF'li hastalarda TSSB sıklığı ve TSSB'nin klinik değişkenlerle ilişkisi değerlendirilmiştir. Yöntem: Seksendört hasta (ortalama yaş=40.5±1 5.97; 40 kadın, 44 erkek) ve bakımverenleri (n=83; ortalama yaş=43.72±14.37; 67 kadın, 16 erkek) araştırmaya alındı. Mental retardasyon, premorbid psikiyatrik hastalık, merkezi sinir sistem hastalığı ve profesyonel bakıcısı olma dışlama kriterleriydi. Klinisyen tarafından uygulanan TSSB ölçeği (CAPS), Beck depresyon ve anksiyete ölçekleri ve Zarit bakımveren yükü ölçeği uygulandı. Bulgular: Travmatik olay neticesinde 61 (%72.6) hastanın OF'li hale geldiği, bu grupta 34 hastada TSSB geliştiği; 24 hastada akut, 10 hastada geçmişte TSSB belirtileri olduğu saptandı. TSSB'li hastaların depresyon (p<0.001) ve anksiyete (p=0.004) puanlarıyla, bakımverenlerinin depresyon (p=0.009) ve bakımveren yükü (p=0.048) puanları TSSB'si olmayan hastalara göre yüksek bulundu. Sonuç: Örneklemimizde TSSB oranları, genel nüfustan ve travmatik olaya maruz kalmış bireylerden TSSB daha yüksek oranda TSSB saptanmıştır. Farklı oranlar baş etme stratejileri ve sosyal destekle ilgili farklılıklardan kaynaklanabilir. OF travmatik olayın kalıcı eseridir, travmayı sürekli hatırlatır; TSSB oranları bu nedenle OF'de TSSB diğer (geçici) travmatik olaylara göre daha yüksek olabilir. Türkiye örneklem- lerinde baş etme stratejileri ve travma sonrası gelişim gibi boyutlar araştırılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Anahtar Sözcükler: Omurilik felci, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, bakım veren yükü.